11 Ağustos 2012 Cumartesi

Documenta 13'te ekolojik nüanslar


Documenta 13'te ekolojik nüanslar
ELİF SONZAMANCI/KASSEL
 
Yeni Özgür Politika
Biyoloji dalı ile sanatın çok farklı alanlar olduğunu düşünenler aslında yanılıyor. Birbirinden farklı görünen bu iki dalın birleşimi ortaya çok farklı eserler sunabilir.Bunun örneklerine Almanya'nın Kassel kentinde açılan Documenta (13) sergiler dizisinde rastlamak mümkün. Konseptinde ekolojik dengeyi de gözardı etmeyen Documenta'da bu konsepte hizmet eden birçok ürün bulunuyor. Bir sanat yapıtı olarak bakıldığında ise aslında doğadan ziyade felsefik alt yapısını da görmek mümkün oluyor. Buna bir örnek olarak Kristina Buch'un Friedrichsplatz'ta sergilenen çalışması 'Schmetterlingsgarten' yani 'Kelebek Bahçesi' çalışması ziyaretçilerin de büyük ilgisini çekiyor.

Biyoloji eğitiminden sonra teoloji ve sanat eğitimi de alan Buch, Documenta için biyoloji ve sanatı birleştirerek hazırladığı çalışmasını sadece ekolojik bir nüans olarak görülmemesi gerektiğini belirtiyor. Rehberin anlattığına göre yüzlerce çeşit bitkinin tohumunun ekildiği kelebek bahçesine hiçbir yabancı el değmeyerek sadece Buch tarafından hazırlanmış.
30'un üzerinde kelebek çeşidinin bulunduğu habitatta Buch'a göre ekolojiden bahsetmek aslında yanlış bir tanımlama olur. Yine rehberin anlatımına göre doğada bu türlerin bir arada bulunması çok zor bir olay. Burada böcekler ve kelebekler çiçekten çiçeğe adete dans ediyor. Bu minik bahçede birçok bitkiye rastlamak mümkün. Isırgan otundan papatyaya, deve dikeni ve tanımadığım birçok bitki çeşidi bulunuyor. Aslında bu bahçenin en zevkli yanı da her gelen ziyaretçinin sanat eseri olmasının getirdiği misyondan hareketle birbirlerine büyük bir heyecanla gösterdikleri bitki çeşitleri ve üzerlerine konan kelebekler. Çiçeklere konan kelebekler ve böcekler şehir gürültüsünden doğaya bir gezinti niteliğinde. Documenta açıldığından bu yana birkaç kere ziyaret ettiğim kelebek bahçesine her ziyaretimde doğanın kokusunu içime çekiyorum.
Kendilerine betonlaşmış şehirlerde yaşam alanları bulamayan böcekgiller, insanlar için zararlı hale gelebiliyor. Öyle ki arıların evlerin duvarlarına girerek orada barınmaya çalıştığı haberlerine bu nedenden dolayı şaşırmamak gerekiyor.

'Hiçbir şey yapmak'

 
Documenta'da yer alan ekolojik ürünlerden diğeri de Çinli konsept sanatçısı Song Dong'un tepe enstalasyonu. Karlsaue'de görücüye çıkan eser tepeciklerden oluşuyor ve el değmemiş bir doğa gibi yaban doğa bitkilerini bulunduruyor. 'Doing Nothing garden' (Hiçbir şey Yapmak Bahçesi) adlı eseri görünüşte "Bizim köyde bundan bir sürü var" imajını verse de, içinde birçok soyut anlamlar barındırıyor. Sanatçının Çin harfleriyle tepesine yazdığı cümle, her dile farklı çevrilebiliyor ve farklı anlamlar taşıyabiliyor. Song Dong'un hiçbir şey yapmak cümlesi eserin tanıtımına göre; yapmak, hiçbir şey yapmak, savurganlık, ve insan aktivitelerinin değerini içeren bir tanımlamaya dönüşebiliyor. Documenta gezicilerinin çevresinde yapılmış olan beton oturaklar sayasinde bir soluk aldığu 'Doing Nothing' çalışması felsefik bir doğa çalışması.

Meditasyon etkili dalga

 
Karlsaue'de görücüye çıkan başka bir yapıt ise italyan sanatçı Massimo Bartolini' nin 'The Welle' dalga adlı çalışması. Bir havuzun içindeki titreşimlerle oluşan dalga bir ileri bir geri giderek adeta sonsuz gibi geliyor. Dalga meditatif bir kaliteye sahip olmakla beraber sonsuz bir dönüşümü simgeliyor ve hayatın sonsuz döngüsüne işaret ediyor. Documenta'da sergilenen bu eserler doğanın ekolojik dengesine farklı bir perspektiften bakıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder